BOYALI LAGÜNÜ

         Günlerdir süren yağmurdan sonra 10 Şubat 2019 Pazar günü güneşli bir sabahta toplanma yerlerinden katılımcılarını alan Göldosk Eğirdir’e doğru yola çıktı. Bugünkü parkur Göldosk’un 01 Nisan 2018 tarihinde başlattığı iddialı,  17 parkurlu “GÖL YOLU” projesinin 14. parkuruydu. 

         Her yaş gurubundan katılımcı otobüste merakla yürüyüşün başlayacağı Boyalı Lagünü’ne gidiyordu. 13. Parkurun bittiği yerde ısınma hareketlerinden sonra yürüyüş başladı. Göl kıyısından yürünecekti. Yol kıyısındaki havuzdaki sazan balıkları gölün bereketinin simgesiydi. Bir önceki yürüyüşte burada katılımcılara nefis bir sazan kızartması ikram edilmişti.

Yaklaşık 11 km yürünecekti. Zemin çok kötü, yürümek oldukça zordu. Suları çekilen gölden geriye kalan taşlar yürüyüşü zorlaştırıyordu. Gölün çekilmesi büyük bir sorundu. Çevredeki göletler nedeniyle göle gereken su gelmiyor ayrıca sulama için alınan sular da gölün suyunun çekilmesine neden oluyordu. Konu bilimsel açıdan da inceleniyordu. Manzaranın güzelliği yürüyüşteki zorluğu neredeyse hiç hissettirmiyor, zaman zaman bahçeleri birbirinden ayıran çitlerden geçiliyordu.

Doğa son derece güzeldi. Sol tarafımız eşsiz güzelliğiyle hayat kaynağı göl,  sağ tarafımızda ise yemyeşil bir doğa… Zaman zaman karlı zirvesiyle muhteşem bir görüntü sunan, dağcıları zirvesine davet eden Gelincik Dağı… Bakımlı meyve bahçeleri… Güzelliği bozan bahçe kenarlarını ve göl kıyısını dolduran çöplerdi. Buradaki bahçe sahipleri kendi bahçelerine güzellikler sunarken bu güzelliği sağlayan boş ilaç kutularını rastgele sağa sola atmıştı. Doğaya yapılan bu saygısızlık gerçekten üzücüydü. Eğitimsiz, bilinçsiz insanlar çöplerini ortalığa atıyor kendi bindikleri dalı kesiyordu.

Her zamanki gibi fotoğraf makineleri çalışıyor, yürüyüşçüler hem doğanın tadını çıkarıyor hem de anılarını ölümsüzleştiriyordu. Kıyıdaki kayıkların, kayaların üzerinde çekilen onlarca fotoğraf… Sonunda çay molası… İşte yürüyüşün en güzel anlarından biri… Termoslardaki sıcacık çaylar çeşitli atıştırmalıklar eşliğinde paylaşıldı. İşi en güzel yönü de yiyecek ve içeceklerin paylaşılmasıydı. Sofradan sofraya ikramların sonu yoktu.  

Mola sonrası yine yollara düşüldü. Göl kıyısının taşlı yolu en dayanıklı yürüyüşçüyü bile bezdirmiş yormuştu. Ayakkabılarımız uygun olmasaydı ayak tabanlarımızın su toplamaması içten bile değildi. Sonunda otobüsümüze ulaştık. Bu güzel yürüyüş sorunsuz olarak bitmişti. Tüm katılımcıların yüzü gülüyordu, mutluydu. Özellikle Göl Yolu parkurlarının tümünü yürüyebilen arkadaşlarımızın. Onlar daha bir gururlu ve mutluydu.  Haftaya yeni bir parkurda buluşmak üzere…